21 Ocak 2013 Pazartesi

Son Cengiz Aydın Gafletle Sunar: Rezerve (+18)


Hergün şehrin iki farklı yüzünü görüyorum. Gece şehrin banliyösünde yaralı yüzüne uzanarak uyumaya çalışıyorum. Sabah oluyor, hani olmuyor da  zorluyoruz geceyle birlikte olsun diye. Sabah ta kalkıp şehrin yavşak gülü-çükler dağıtan yüzünde, muhteşem sahte tebessümlerle  yaşam kaygısının ne yazık ki tek amacı olan, oldurulan, mecbur bırakılan para denilen orospunun peşinden koşturuyorum.
Robotum sanki amk, s.keyim faturasını, kirasını bilmem neyini… oğlum zaten en fazla altmış sene yaşarım şansım varsa. İçimden geçen ve bana yakışan kırk beştir ama en fazla altmış olur diye düşünüyorum. Fazla bırakmaz tanrı beni buralarda kıyamaz bana. Bu altmış seneyi de böyle boktan şeylerle dolduruyorum.  
Hani öyle janjanlı beklentilerimde olmadı hayattan, ne bileyim jetim olsun, trenim olsun istemedim mesala. Sıradan belki de bazılarına göre ön sıradan, duygu bazlı isteklerim olmuştur. Biraz gökyüzü, biraz da yüzü gülen yar yüzü ve yaşanabilecek yeryüzü… Muhtemelen bu beklentilerimin olamayışında tüm suç benim. Zamanında gole giden topu elle çıkardığım için; kıpkırmızı bir kart göstermiş bana yüce hakem.  Atılan penaltıların hepsi  gol olmuş… Varoş  kıraathanelerinde demi kaçmış çayı mecburi yudumlarken; üstü çizilmiş iş ilanı gibiyim. Gösteri bittikten sonra çadırları sökülen müstakil sirk yeri ağlamaklığı her daim yüzümde. Benim yüzüm böyle yüzsüz olunca; gökyüzü de, yar yüzü de, yeryüzüde yüz çeviriyor.
Geceleri bir şişe göz yaşı üretip sek içiyorum, aşağılıyorum kendimi ve ağlayabiliyorum. Efendi insan değilim ben, kötüyüm; sigara içiyorum, alkol seviyorum, küfrediyorum, lanet ediyorum, nefret ediyorum, eri-yorum… İçimde kendi salyalarını yiyen kuduz köpek besliyorum, birde ununu elemiş eleğine sıçmış bir dana… Sevmeyin beni, gördüğünüz yerde zehirleyin. Diktiğiniz gömlek dar geliyor ve ben o gömleği ters giyiyorum. Düşündüklerim, istediklerim düzene uygun değil. Toplum zararlısıyım, hüzün hastasıyım, içinde kahır dolu sefer tasıyım. Narkozsuz dikiş atıyorum sevişlerime, kapatıyorum acı-yanlarımı. Kulağının arkası dahil her yeri öpülmüş  konsomatrisiyim deliler pavyonunun.
Buraya yazıyorum eğer bir defa daha dünyaya gelirsem, tanrının aklında böyle bir şey varsa, s.ki taşağına denk dogon kabilesinin bir ferdi olarak gelmeyi dilerim. Yaprak giyer ot yerim, en samimi arkadaşlarım hayvanlar olur, ağaçlar olur… İyi de olur, tanrıya rezervem olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder