27 Ocak 2013 Pazar ve mecburen İstanbul... Ki isteğim
değildir bu orospu şehirde yaşamak. Bugün dünyaya geleli 39 yıl 17 gün olmuş.
17 gün önce 40 yaşıma sert bir giriş yaptım... Aslında bu 39 yıl 17 günü baz
aldığımda; Tanrıdan gereken ilgiyi gördüğümü söyleyebilirim. Ama benim geri
zekalı ruhum, aptal beynim, yumuşak kalbim ve ağzına sıçılası vicdanımdan
dolayı taşları hala yerine konmamış aptal bir ömrü yaşıyorum.
Çok dönüm noktalarım oldu, çok uçurum kıyılarım ve uzaya
çıkmışlığım. Şu dedemden kalan en önemli miras saydığım vicdanım olmasa, gaddar
olabilseydim... Yaşadıklarımı düşününce sanki daha az yaralı olurdum gibime
geliyor. Bazı olaylar bir ömrün genetiğini
öyle bir değiştirir ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olamaz. Bu “taş
çatlasın bugün kederden” modundaki yazımı; zerre keyif almadığım bir hayatın
tam göbeğinden yazıyorum. Kötüyüm. Yıkığım. Bas bas bağırmak, komalık olana
kadar içmek istiyorum. Dün gece, evet dün gece Çamlıca’nın o soğunda ve
yağmurunda; tenekede yanan ateşin
başında üzüme bıraktık kendimizi dostlarımla. Üzüm iyidir... Ve yeşil de candır gerisi de sikimde değil.
Şu an iyi diyebileceğim tek şey, 1 Ocak 2013 te çıkan kitabım “Aşk buralara
NAH uğrar”ın gördüğü harika ilgi ve okuyanların yaptığı götümü kaldıran
yorumlar... Kitap çıktıktan sonra yaptığım en köklü değişklik ad ve soyadımın
önüne “Son” u eklemek oldu... Sebebi de benim haricimde en az 2 Cengiz Aydın
daha olmasıydı ve o Cengiz Aydın’lardan sığrılmamı pekiştirmek için artık ben
Son Cengiz Aydın’ım.
Ezcümle; hayat boktan ben boktan ve içimde büyüyen deprem
çok yakında muhteşem yıkımlara ve yeni oluşumlara sebep olacak. Selam ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder