2 Eylül 2013 Pazartesi

Saatim geri zekama beş var

Orta yolunu asla bulamadığım, hep patika kaldığım yaşam serüvenim de, saatim her daim geri zekama beş var,  her daim birşeylere geri durmuşluk, geç kalmışlık var. Aklımı vuran, ezen, aşağılayan, hiçlik savuran, savurdukça savrulduğum cümleler ağzından fışkırdıkça, inadına umut etmeyi öğrendim, ehlileştim, tamamlandım.

Sigaramın dumanı ciğerlerimi döverken, hüzün gözlerini düşünmeyi seveli ne çok olmuş, ne çok olmuş siyanürlü aşklar paçalarımdan akalı ve bulalı seni.

“Tanrı eğer beni görüyorsa seni benden daha çok sevecek birini yaratmaz.” diyen; tüyleri kızıla çalan dişi bir baykuş öptüm, Tanrının isimlerimizi birbirimizin kulağına üflediğini bilmeden…

Günahı peşin ödenmiş gecelerin sabahlarına doğuyorum, ne kadar şarap varsa hepsi sarhoş olsun, yalan yılanıdır aşkın… ne kadar yalan varsa söylensin, ne kadar küfür varsa hepsi bu gece edilsin, yansın şehir kahırdan.

Su verdiğim atlar ölmüş, su ölmüş… Bitmek, gitmek ve ölmek zamanıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder